Zamanın Sandığı
Ali, dedesinin sandığında anıların gerçek hazine olduğunu keşfeder.

Sesli Dinle
Hikayeyi sesli olarak dinleyebilirsiniz
Hikayeyi Oku
Hikayenin tam metni
Ali, dedesini çok seven bir çocuktu. Her hafta sonu dedesiyle birlikte bahçedeki büyük ceviz ağacının altında oturur, saatlerce sohbet ederlerdi. Dedesinin anlattığı hikâyeler, Ali’nin hayal dünyasında bambaşka kapılar açardı. Fakat bir gün dedesi hastalandı ve artık bahçeye çıkamaz hale geldi.
Ali, dedesini mutlu etmek için bir şeyler yapmak istedi. Dedesinin odasında gezerken köşede eski bir sandık buldu. Üzerinde paslı kilit vardı. Merakla dedesine sordu:
— “Dede, bu sandığın içinde ne var?”
Dede gülümseyerek cevapladı:
— “O sandık, zamanın sandığıdır. İçinde yıllar boyunca topladığım anılar saklıdır. Ama onu açmak için önce bir hayal kurmalısın.”
Ali, dedesinin sözlerini düşündü. O gece defterine şu hayali yazdı:
— “Keşke dedemle geçirdiğim güzel günler hiç bitmese.”
Ertesi sabah kilit kendiliğinden açılmıştı. Ali sandığı açınca içinde eski fotoğraflar, sararmış mektuplar ve dedesinin çocukken tuttuğu defterleri buldu. Dede gözleri dolarak anlattı:
— “Bu sandık bana geçmişi hatırlatıyor. Ama şimdi seninle paylaştığım için geleceğe de ışık tutuyor.”
Ali, dedesiyle birlikte günlerce o sandığın içindeki anıları tek tek inceledi. Fotoğraflara bakarken güldüler, mektupları okurken ağladılar. Ali anladı ki, gerçek hazine altın ya da para değil, sevdiklerimizle paylaştığımız hatıralardı.
Yıllar geçti, Ali büyüdü. Dedesinin vefatından sonra sandığı odasında sakladı. Her açtığında dedesinin sesini duyar gibi oldu. Ve kendi çocuklarına da hep şunu söyledi:
“Zaman geçer, insanlar gider ama sevgiyle saklanan hatıralar asla kaybolmaz.”
Yazar Hakkında
Yazar
Yazar | Masalcım - 28.08.2025
Masalcım Premium
Sınırsız masal erişimi ve özel içerikler için premium üyeliğimize göz atın!
Detaylı Bilgi