Keloğlan ve Bilge Karpuz
Keloğlan, bilmece çözüp bilgelik kitabıyla köyüne ışık oldu.

Sesli Dinle
Hikayeyi sesli olarak dinleyebilirsiniz
Hikayeyi Oku
Hikayenin tam metni
Bir zamanlar Anadolu’nun yeşil vadilerinden birinde, annesiyle birlikte yaşayan sevimli mi sevimli, akıllı mı akıllı bir delikanlı yaşarmış. Adı Keloğlan’mış. Annesiyle birlikte mütevazı bir kulübede yaşar, sabahları erkenden kalkar, ev işlerine yardım eder, sonra da köyün etrafındaki dağlara çıkarak odun toplarmış.
Bir yaz günü, hava çok sıcakmış. Annesi Keloğlan’a seslenmiş:
— “Evladım, pazar bugün kuruluyor. Git, bir karpuz al da serinleyelim.”
Keloğlan hemen bohçasını hazırlamış, başına meşhur koca külahını geçirmiş ve pazara doğru yola çıkmış. Pazarda envai çeşit meyve varmış ama karpuz tezgâhına geldiğinde bir şey dikkatini çekmiş. Tezgahtaki en arkada duran kocaman, parlak ve yemyeşil bir karpuz göz kırpmış sanki.
Keloğlan yaklaştığında, karpuz hafifçe titremiş ve birden konuşmuş:
— “Ey yolcu! Ben büyülü bir karpuzum. Eğer üç bilmeceyi doğru cevaplarsan, sana büyük bir ödülüm olacak.”
Keloğlan’ın gözleri parlamış. Bilmece çözmeyi çok severmiş.
Karpuz başlamış:
“Ne kadar çok verirsen, o kadar çoğalırım. Neyim ben?”
— “Bilgi!” demiş Keloğlan, hiç düşünmeden.
— “Doğru,” demiş karpuz.
“Herkesin sahip olduğu ama kimsenin bir başkasına veremeyeceği şey nedir?”
— “Zaman!” demiş Keloğlan.
— “Yine bildin.”
“Görünmezim ama her düşünce bende başlar. Neyim ben?”
— “Hayal gücü!” demiş Keloğlan bu kez.
Karpuz birden titremeye başlamış. Ardından çat! diye ikiye yarılmış ve içinden altın yaldızlı, pırıl pırıl bir kitap çıkmış. Sayfalarında yazı yokmuş ama kapağında şu yazıyormuş:
"Sadece kalpten dinleyenlere konuşurum."
Keloğlan şaşkın ama sevinçli bir şekilde kitabı bohçasına koymuş, eve doğru yola çıkmış.
Annesi onu karpuzla dönmediği için biraz sitemle karşılamış:
— “O kadar yolu gittin, bir karpuz alamadın mı oğlum?”
Ama Keloğlan, kitabı çıkarıp başından geçenleri anlatmış. Annesi başta inanmasa da, kitap o anda yavaşça açılmış ve içinden şöyle bir cümle belirivermiş:
"Bilgelik, aç karınla değil, açık zihinle doyurur."
O günden sonra kitap, her gün bir cümleyle Keloğlan’a yol göstermeye başlamış.
Bir gün bahçeye sebze eken annesine tarım hakkında bilgi vermiş,
Başka bir gün köyün yaşlısının şikâyet ettiği eklem ağrılarına şifalı ot tarifleri sunmuş.
Köydeki herkes Keloğlan’a danışmaya başlamış.
Ama Keloğlan hiç böbürlenmemiş. Kitabın ilk sayfasındaki yazıyı hep hatırlamış:
“Sadece kalpten dinleyenlere konuşurum.”
Ve gerçekten de…
Kalpten dinleyen Keloğlan, bilgeliği sadece kendi için değil, herkes için kullanmış.
Yazar Hakkında
Yazar
Yazar | Masalcım - 31.07.2025
Masalcım Premium
Sınırsız masal erişimi ve özel içerikler için premium üyeliğimize göz atın!
Detaylı Bilgi