Uçan Balon ve Rüzgarın Oyunu
Ela balonunu kaybetti ama cesaretini kazandı, mutlu oldu.

Sesli Dinle
Hikayeyi sesli olarak dinleyebilirsiniz
Hikayeyi Oku
Hikayenin tam metni
Ela, minik elleriyle annesinin elini sımsıkı tutarak pazara gitmeyi çok severdi. Rengârenk meyveler, kahkahalar, taze simit kokuları… Ama bu sabah Ela’nın gözleri bir şeye takıldı:
Parlak, kırmızı bir balon. Gökyüzüne bakıyor gibiydi, sanki uçmaya hazırdı.
— “Anne, o balonu alabilir miyiz?”
— “Tabii tatlım,” dedi annesi ve gülümsedi. Baloncuya yaklaştılar, annesi bir balon aldı ve ipini Ela’nın bileğine bağladı.
Ela, pazarda balonuyla zıplayarak yürüyordu.
Her adımda balon yukarı doğru yükseliyor, rüzgârla birlikte dans ediyordu. Ela kahkahalar atıyor, balonun gökyüzüyle konuştuğunu hayal ediyordu.
Ama bir anda, sert bir rüzgâr esti.
Ela’nın bileğini sıkan düğüm çözülüverdi ve balon bir kuş gibi göğe süzüldü.
— “Balonum!” diye haykırdı Ela.
Gözleri doldu. Kırmızı balon gittikçe küçülüyor, sonra bir bulutun arkasında kayboluyordu.
Annesi diz çöktü:
— “Tatlım, bazen balonlar da macera yaşamak ister.”
Ela üzgünce yere baktı.
Tam o anda, tezgâhının arkasında oturan yaşlı bir baloncu yaklaştı:
— “Biliyor musun küçük hanım, bazı balonlar sadece cesur çocukların elinden kaçar. Çünkü gökyüzü cesur olanları tanır.”
Ela başını kaldırdı.
— “Gerçekten mi?”
— “Elbette! Belki senin balonun da gökyüzüyle oyun oynamaya gitti.”
Ela gülümsedi. O anda içindeki üzüntü biraz hafifledi. Rüzgâra doğru döndü ve minik elini salladı:
— “İyi yolculuk, balon! Ama bir daha görüşürsek beni unutma!”
Balon kaybolmuştu ama Ela yeni bir şey kazanmıştı:
Cesaret ve hayal gücü.
Yazar Hakkında
Yazar
Yazar | Masalcım - 30.07.2025
Masalcım Premium
Sınırsız masal erişimi ve özel içerikler için premium üyeliğimize göz atın!
Detaylı Bilgi