Kristal Mağara

Bora, köyün en meraklı çocuğuydu. Her gün çevresindeki tepeleri keşfe çıkar, taşların arasında fosiller arardı. Bir gün dağın yamacında dar bir çatlak fark etti. İçeri girdiğinde gözlerine inanamadı: duvarları ışıl ışıl parlayan kristallerle dolu gizli bir mağara!

Kristaller farklı renklerde parlıyor, adeta canlıymış gibi titreşiyordu. Bora dikkatle ilerlerken mağaranın ortasında dev bir kristal sütun gördü. Sütunun üzerinde yazılar vardı:
— “Kalbi cesur olan, ışığın yolunu bulur.”

Birden mağara sarsılmaya başladı. Bora paniklese de derin bir nefes aldı ve cesaretle sütuna dokundu. O anda kristaller parladı ve mağaranın içinde gizli yollar açıldı.

İlerledikçe karşısına üç farklı kapı çıktı. Kapıların üstünde şu yazılar vardı:

• Korkunun Kapısı
• Sabır Kapısı
• Paylaşım Kapısı

Bora, üçüncü kapıyı seçti. İçeri girdiğinde yerde küçük bir kuş buldu. Yaralıydı. Hemen çantasındaki suyu ve ekmeğini onunla paylaştı. Kuş canlandı ve ışığa dönüştü. Işık, Bora’yı mağaranın en derin odasına götürdü.

Orada eski bir defter buldu. Defterde doğanın sırları, insanın kalbine güç katan öğütler vardı. Bora anladı ki mağara ona en büyük macerayı göstermişti: Cesaret ve paylaşım olmadan gerçek ışığa ulaşılamazdı.