Gizemli Ada

Deniz, her zaman denize meraklı bir çocuktu. Bir gün sahilde yürürken yosunların arasında eski bir şişe buldu. Şişenin içinde rulo yapılmış bir kâğıt vardı. Açtığında karşısına küçük bir ada resmi çıktı. Haritanın ucunda ise şifreli bir cümle yazıyordu:
— “Dalgalara güven, yolunu bulacaksın.”

Ertesi gün küçük kayığıyla yola çıktı. Dalgalar onu haritanın gösterdiği yöne doğru sürükledi. Günler süren yolculuktan sonra sislerin içinden gizemli bir ada belirdi. Adanın kıyısına vardığında, kuş sesleriyle karşılandı. Ağaçların arasında rengârenk çiçekler, gökyüzünde parlayan gökkuşağı vardı.

Adada ilerledikçe taşlarla yapılmış bir labirent buldu. Labirentin ortasında eski bir taş sütun yükseliyordu. Üzerinde şunlar yazılıydı:
— “Gerçek hazineyi arıyorsan, paylaşmayı öğren.”

Deniz, çantasındaki yiyecekleri adadaki hayvanlarla paylaştı. Birden sütun ışık saçtı ve yere gizli bir kapı açıldı. Kapının içinden eski bir sandık çıktı. Sandığın içinde altın yoktu; çocukların yazdığı defterler vardı. Her defterde hayaller, şiirler ve çizimler yer alıyordu.

Deniz anladı ki, ada gizemli bir hazine değil, hayallerin saklandığı bir yerdi. Ve gerçek macera, hayallerini paylaşmaktı.